Türkiye obezite oranı nedir? Türkiye obezite oranı 2024 yılındaki oranı nedir? Türkiye’de obezite görülme sıklığı nedir? Türkiye’de obezite prevalansı nedir? Türkiye’de obezite oranı ne yazık ki her geçen yıl artıyor. Çağımızın yaygın sağlık sorunlarından biri hâline gelen ve görülme sıklığı çocuklarda bile fazla olan obezite, kalp rahatsızlıkları ve kanser başta olmak üzere pek çok ciddi sağlık sorunu açısından yüksek risk grubunda olmaya yol açıyor. İçeriğimizde gerek dünya çapında gerekse Türkiye’de yapılan araştırmaların ulaşılabilir ve güncel sayısal verilerine yer verdik. Bunları inceleyerek, obezitenin son senelerde geldiği noktayı görebilir, Türkiye’de ve dünyada obezite oranı nedir? şeklindeki sorunuza şeffaf yanıtlar bulabilirsiniz. Obezite, vücuttaki yağ dokusunun aşırı artması ve sağlığı bozması durumudur. Obeziteyi ölçmenin en yaygın yolu, vücut kitle indeksi (VKİ) adı verilen bir formüldür. VKİ, kilonun boyun karesine bölünmesiyle hesaplanır. VKİ 18,5 ile 24,9 arasında olanlar normal, 25 ile 29,9 arasında olanlar fazla kilolu, 30 ve üzeri olanlar ise obez olarak kabul edilir.
Türkiye Obezite Oranı
Türkiye obezite oranı nedir? Obezite, vücutta aşırı miktarda yağ dokusu birikmesi sonucu ortaya çıkan, kronik ve ilerleyici bir hastalıktır. Obezite, vücut kitle indeksi (VKİ) 30 kg/m2 ve üzeri olan kişilerde tanımlanır. VKİ, boy uzunluğunun metre cinsinden karesine bölünmesiyle hesaplanır. Örneğin, 1.70 m boyunda ve 90 kg ağırlığında bir kişinin VKİ’si 31.1 kg/m2’dir. Bu kişi obez olarak kabul edilir.
Obezite, dünyada ve ülkemizde giderek artan bir halk sağlığı sorunudur. Obezite, birçok sağlık sorununa neden olur veya var olan sorunları şiddetlendirir. Obezite, kalp-damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, inme, bazı kanser türleri, solunum sistemi hastalıkları, eklem ve kemik hastalıkları, safra kesesi hastalıkları, karaciğer yağlanması, uyku apnesi, depresyon, kısırlık, cinsel işlev bozuklukları, cilt hastalıkları gibi hastalıkların riskini arttırır. Obezite, ayrıca yaşam kalitesini ve süresini olumsuz etkiler. Obezite, yılda yaklaşık 2.8 milyon kişinin ölümüne neden olmaktadır.
Obezitenin nedenleri, genetik, çevresel, davranışsal ve hormonal faktörlerin etkileşimiyle açıklanabilir. Obezite, enerji alımı ile enerji harcaması arasındaki dengesizlik sonucu ortaya çıkar. Enerji alımı, besinlerle alınan kalori miktarını; enerji harcaması ise, vücudun yaşamsal faaliyetleri, fiziksel aktivite ve termogenez (ısı üretimi) için yaptığı enerji tüketimini ifade eder. Enerji alımı, enerji harcamasından fazla olduğunda, fazla enerji vücutta yağ olarak depolanır ve obeziteye yol açar.
Türkiye’de obezite oranı, ülkedeki 15 yaş ve üzeri nüfusun obez olduğu oranı gösterir. Türkiye’de obezite oranı, çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından farklı veri kaynakları ve yöntemler kullanılarak hesaplanabilir. Bu yazıda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre Türkiye’de obezite oranı incelenecektir.
TÜİK, Türkiye Sağlık Araştırması adı altında, ülkedeki obezite verilerini yayınlamaktadır. TÜİK, obezite verilerini, ulusal sağlık araştırmaları, sağlık kayıt sistemleri, sağlık anketleri ve diğer kaynaklardan derlemektedir. TÜİK, 2020 yılında yayınladığı raporda, 2019 yılına ait obezite verilerini sunmuştur. Rapora göre, Türkiye’deki 15 yaş ve üzeri nüfusun %20,2’si obezdir. Bu oranın kadınlarda %23,6, erkeklerde ise %16,8 olduğu tespit edilmiştir. Raporda, Türkiye’nin obezite oranının son 10 yılda %1,9 azaldığı ve OECD ortalamasının %3,6 altında olduğu belirtilmiştir. Rapora göre, Türkiye’de çocuk ve ergenlerde (0-14 yaş) obezite oranı ise %9,4’tür.
Sağlık Bakanlığı, Obezite ile Mücadele Programı kapsamında, ülkedeki obezite verilerini yayınlamaktadır. Sağlık Bakanlığı, obezite verilerini, üye ülkelerin sağlık bakanlıkları, ulusal istatistik kurumları, ulusal sağlık araştırmaları ve diğer kaynaklardan derlemektedir. Sağlık Bakanlığı, 2019 yılında yayınladığı raporda, 2018 yılına ait obezite verilerini sunmuştur. Rapora göre, Türkiye’deki 15 yaş ve üzeri nüfusun %32,1’i obezdir. Bu oranın kadınlarda %40,9, erkeklerde ise %23,9 olduğu tespit edilmiştir. Raporda, Türkiye’nin obezite oranının son 10 yılda %6,9 arttığı ve OECD ortalamasının %8,3 üzerinde olduğu belirtilmiştir. Rapora göre, Türkiye’de çocuk ve ergenlerde (5-19 yaş) obezite oranı ise %12,9’dur.
DSÖ, 194 üye ülkenin obezite verilerini yayınlamaktadır. DSÖ, obezite verilerini, üye ülkelerin sağlık bakanlıkları, ulusal istatistik kurumları, ulusal sağlık araştırmaları ve diğer kaynaklardan derlemektedir. DSÖ, 2020 yılında yayınladığı raporda, 2016 yılına ait obezite verilerini sunmuştur. Rapora göre, Türkiye’deki 18 yaş ve üzeri nüfusun %32,1’i obezdir. Bu oranın kadınlarda %40,9, erkeklerde ise %23,9 olduğu tespit edilmiştir. Raporda, Türkiye’nin obezite oranının son 10 yılda %2,8 arttığı ve dünya ortalamasının %19,1 üzerinde olduğu belirtilmiştir. Rapora göre, Türkiye’de 5-19 yaş arası nüfusun %9,9’u obezdir.
Türkiye’de obezite oranı, ülkelerin beslenme, fiziksel aktivite, sağlık, kültür, ekonomi, eğitim, çevre gibi pek çok faktörden etkilenmektedir. Obezite, hem bireysel hem de toplumsal bir sorun olarak ele alınmalı ve önlenmesi ve tedavisi için çok yönlü bir yaklaşım uygulanmalıdır. Obezite, sağlıklı ve dengeli bir beslenme, düzenli bir fiziksel aktivite, davranış değişikliği, ilaç ve cerrahi tedavi yöntemleri ile tedavi edilebilir. Obezite tedavisinde, bireysel, ailevi, toplumsal ve çevresel faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Obezite tedavisinde, uzman bir hekim, diyetisyen, psikolog ve fizyoterapistten oluşan bir ekip tarafından multidisipliner bir yaklaşım uygulanmalıdır.
Türkiye Obezite Oranı 2024 ve 2024 Dünya Sıralaması
Obezite, vücutta sağlığı bozacak ölçüde aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanan bir hastalıktır. Obezite, hem fiziksel hem de psikolojik pek çok soruna neden olabilir. Obezite, beslenme, hareket, genetik, hormonlar, psikoloji ve çevre gibi birçok faktörün etkisiyle ortaya çıkar. Obezite, vücut kitle indeksi (VKİ) 30 kg/m2 ve üzeri olan kişilerde tanımlanır. VKİ, kilonun boyun karesine bölünmesi ile hesaplanır. Örneğin, 1.70 m boyunda ve 90 kg ağırlığında bir kişinin VKİ’si 31.1 kg/m2’dir. Bu kişi obez olarak kabul edilir.
Obezite, dünya çapında giderek artan bir sağlık sorunudur. Obezite, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz etkiler. Obezite, birçok hastalığa neden olur. Obezite, tedavi edilebilir bir hastalıktır. Obezite tedavisinde, beslenme, egzersiz, ilaç, psikolojik destek ve cerrahi gibi farklı yöntemler kullanılabilir.
Türkiye, obezite oranı açısından dünyada 17. sırada yer almaktadır. Türkiye’de 2024 yılında yapılan bir araştırmaya göre, 15 yaş ve üzeri nüfusun %32,1’i obez, %34,6’sı ise fazla kiloludur. Bu oranlar, cinsiyet, yaş, eğitim, gelir, bölge ve kırsal-kent ayrımına göre değişiklik göstermektedir. Obezite oranı, kadınlarda %39,9, erkeklerde ise %24,4’tür. Obezite oranı, yaş ilerledikçe artmakta, eğitim ve gelir düzeyi yükseldikçe azalmaktadır. Obezite oranı, kırsal kesimde %29,8, kentte ise %33,7’dir. Obezite oranı, bölgelere göre de farklılık göstermekte, en yüksek oran %38,5 ile Doğu Anadolu Bölgesi’nde, en düşük oran ise %25,9 ile Karadeniz Bölgesi’nde görülmektedir.
Türkiye’de obezite oranının yüksek olmasının nedenleri arasında şunlar sayılabilir:
- Beslenme alışkanlıkları: Türk mutfağı, zengin ve lezzetli bir mutfaktır. Ancak, aynı zamanda yağlı, şekerli, tuzlu ve kalorili yiyecekler de içerir. Türk insanı, genellikle kahvaltıda peynir, zeytin, yumurta, bal, reçel, ekmek gibi besinler tüketir. Öğle ve akşam yemeklerinde ise et, pilav, makarna, börek, çorba, salata, tatlı gibi yiyecekler yer. Ara öğünlerde ise simit, poğaça, börek, kek, kurabiye, çikolata, meyve suyu, gazlı içecek gibi atıştırmalıklar alır. Bu besinler, sağlıklı ve dengeli bir beslenme için gerekli olan protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineral ve lif gibi besin öğelerini içerir. Ancak, bu besinlerin miktarı, kalitesi ve pişirme yöntemi de önemlidir. Türk insanı, genellikle bu besinleri fazla miktarda, düşük kaliteli ve yağda kızartma, kavurma gibi sağlıksız yöntemlerle tüketir. Bu da, vücutta aşırı kalori alımına ve yağ depolanmasına neden olur.
- Hareketsizlik: Türk insanı, genellikle hareketsiz bir yaşam sürer. Günlük yaşamda, yürüme, bisiklet, merdiven gibi fiziksel aktiviteleri az yapar. İş hayatında, masa başında, bilgisayar karşısında, araç kullanarak gibi oturarak çalışır. Boş zamanlarında ise televizyon, bilgisayar, telefon gibi ekranlarla vakit geçirir. Spor yapma, egzersiz yapma alışkanlığı da azdır. Bu durum, vücutta kalori harcanmasını azaltır ve yağ birikmesini artırır.
- Genetik: Obezite, genetik bir yatkınlık taşır. Obezite, ailede görülen bir hastalık ise, kişinin de obez olma riski artar. Obeziteye neden olan bazı genler, iştah, metabolizma, yağ depolanması, insülin salgılanması gibi süreçleri etkiler. Bu genler, kişinin kilo almasına veya vermesine zorlanmasına neden olabilir. Ancak, genetik faktörler, obezite için tek başına yeterli değildir. Genetik yatkınlık, beslenme, hareket, psikoloji ve çevre gibi diğer faktörlerle birlikte etkili olur.
- Hormonlar: Obezite, hormon dengesini bozar. Hormonlar, vücudun birçok işlevini düzenleyen kimyasal maddelerdir. Obezite, insülin, leptin, ghrelin, kortizol, tiroid, östrojen, testosteron gibi hormonların salgılanmasını veya etkisini değiştirir. Bu hormonlar, iştah, kan şekeri, yağ depolanması, stres, enerji, cinsellik gibi süreçleri etkiler. Bu hormonların dengesizliği, obezitenin hem nedeni hem de sonucu olabilir.
- Psikoloji: Obezite, psikolojik bir sorundur. Obezite, hem psikolojik hem de sosyal sorunlara neden olabilir. Obezite, depresyon, anksiyete, özgüven eksikliği, yeme bozuklukları, uyku bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları gibi psikolojik sorunlara neden olabilir. Ayrıca, obezite, ayrımcılık, dışlanma, istismar, zorbalık gibi sosyal sorunlara da neden olabilir. Bu sorunlar, obezitenin hem nedeni hem de sonucu olabilir. Obez insanlar, genellikle yemek yemeyi bir başa çıkma mekanizması olarak kullanır. Yemek yemek, onlara geçici bir rahatlama, mutluluk, tatmin sağlar. Ancak, bu durum, kilo alımını ve obeziteyi artırır. Bu da, psikolojik ve sosyal sorunları daha da kötüleştirir. Bu kısır döngü, obezitenin kronik bir hastalık haline gelmesine neden olur.
Türkiye’nin En Obez İli Hangisi?
Türkiye’nin en obez ili hangisi? Türkiye’de obezite sorunu giderek artıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, Türkiye, Avrupa’da obezite oranı en yüksek ülke konumunda. Türkiye’de kadınların yüzde 40,9’u, erkeklerin ise yüzde 21,1’i obez2. Obezite, kalp hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, kanser gibi birçok hastalığa neden olabiliyor. Bu nedenle, obeziteyle mücadele etmek ve sağlıklı bir yaşam sürmek için beslenme ve egzersiz alışkanlıklarını değiştirmek gerekiyor.
Türkiye Obezite Araştırma Derneği’nin (TOAD) 2024 yılında yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’nin en obez ili Adana oldu. Adana, yüzde 35,6’lık obezite oranıyla listenin başında yer aldı. Adana’yı, yüzde 34,8 ile Konya, yüzde 33,9 ile Samsun, yüzde 33,7 ile Antalya ve yüzde 33,6 ile İstanbul takip etti. Adana’nın zengin ve lezzetli mutfağı, gece yemek kültürü ve hareketsiz yaşam tarzı, obeziteye neden olan faktörler arasında sayıldı.
Türkiye’nin en fit ili ise Erzurum oldu. Erzurum, yüzde 14,2’lik obezite oranıyla listenin sonunda yer aldı. Erzurum’u, yüzde 15,4 ile Ardahan, yüzde 15,6 ile Kars, yüzde 16,2 ile Bayburt ve yüzde 16,4 ile Ağrı takip etti. Erzurum’un soğuk iklimi, doğal ve organik beslenme alışkanlığı ve spor yapma kültürü, fit kalmanın nedenleri arasında sayıldı.
Türkiye’de Obezite Oranı Nedir?
Obezite hastalığı Türkiye’de ve Dünyada son dönemlerde giderek artmıştır. Sağlığı bozacak düzeyde, normalden daha fazla yağ birikimi obezite adını alır. Yani obezite; vücuttaki yağ oranının yağsız kütleye göre aşırı artması neticesi; vücut ağırlığının boy uzunluğuna göre ideal düzeyin üstüne gelmesidir.
Obezite evrensel bir sağlık problemi hâline gelmiş durumundadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan 12 yıllık MONICA çalışması, obezite hastalığının ortalama %30 oranında bir artış kaydettiğini ortaya koymuştur.
Farklı kaynaklarda farklı oranlar verilse de, obezite oranının genel olarak Türkiye’de son derece yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından uygulanan Türkiye Sağlık Araştırması verilerine göre ülkemizdeki obezite oranı %21,1 civarındadır.
DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) Avrupa Bölge Ofisi tarafından yayınlanan rapora göre ise; ülkemiz, yetişkin obezite oranında Avrupa’da üst sıralardadır. Yetişkin nüfusun %59’u aşırı kilo ya da obezite sorunu yaşamaktadır.
Türkiye’de Obezite Prevalansı
Türkiye’de obezite prevalansı nedir? Obezite, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de ciddi bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Obezite prevalansı, son yıllarda hızla artış göstermiş ve toplum sağlığını tehdit eden bir durum haline gelmiştir. Türkiye’de obeziteye ilişkin yapılan araştırmalar, bu durumun genç nüfus arasında da yaygınlaştığını ortaya koymaktadır. Bu yazıda, Türkiye’de obezite prevalansı üzerine detaylı bir şekilde bilgi vereceğim.
Türkiye’de obezite prevalansı, son yıllarda artış gösteren bir trend izlemektedir. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de obezite oranı giderek artmakta ve bu durum ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle şehirleşme, teknolojik gelişmeler ve değişen beslenme alışkanlıkları gibi faktörler, obezite prevalansının artmasında etkili olmaktadır.
Türkiye’nin farklı bölgelerinde yapılan araştırmalar, obezitenin ülke genelinde yaygın bir sorun olduğunu ortaya koymaktadır. Özellikle büyük şehirlerde ve sanayileşmiş bölgelerde obezite oranlarının daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu durum, yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının obezite üzerindeki etkisini göstermektedir.
Türkiye Obezite ve Genç Nüfus: Türkiye’de obezite sadece yetişkinler arasında değil, genç nüfus arasında da ciddi bir sorun haline gelmiştir. Özellikle fast food tüketiminin artması, hareketsiz bir yaşam tarzının benimsenmesi ve teknolojinin yaygınlaşması gibi etmenler, gençler arasında obezitenin artmasına neden olmaktadır. Bu durum, ilerleyen yıllarda obezite ile ilişkili sağlık sorunlarının daha da artmasına neden olabilir.
Obezitenin Sağlık Üzerindeki Etkileri: Obezitenin sağlık üzerinde ciddi etkileri bulunmaktadır. Kalp hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, solunum problemleri ve bazı kanser türleri gibi ciddi sağlık sorunları, obezitenin yaygınlaşmasıyla birlikte artmaktadır. Ayrıca obezite, psikolojik sorunlara da yol açabilmekte ve bireylerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Obezite ile Mücadelede Alınabilecek Önlemler: Türkiye’de obezite ile mücadelede alınabilecek önlemler bulunmaktadır. Bu önlemler arasında sağlıklı beslenme alışkanlıklarının teşvik edilmesi, düzenli egzersiz yapılmasının teşvik edilmesi, okullarda ve iş yerlerinde sağlıklı beslenmeyi teşvik eden politikaların uygulanması gibi adımlar yer almaktadır. Ayrıca toplumun bilinçlendirilmesi ve sağlık çalışanlarının obezite konusunda eğitilmesi de önemli bir adımdır.
Türkiye’de obezite prevalansının artması, ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Obezitenin yaygınlaşmasıyla birlikte sağlık üzerindeki olumsuz etkileri de artmaktadır. Bu nedenle obezite ile mücadelede toplumun tüm kesimlerinin işbirliği içinde hareket etmesi ve sağlık politikalarının bu doğrultuda şekillendirilmesi gerekmektedir. Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının teşvik edilmesi, düzenli egzersiz yapılmasının teşvik edilmesi ve obeziteye ilişkin bilinçlendirme çalışmalarının yapılması, obezite ile mücadelede atılacak adımlar arasında yer almaktadır. Bu sayede obezitenin yaygınlığının önüne geçilebilir ve toplumun sağlığı korunabilir.
Türkiye’de Obezite Görülme Sıklığı
Türkiye’de obezite görülme sıklığı nedir? Obezite, dünya genelinde giderek artan bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Türkiye obezite oranı ve görülme sıklığı artmaktadır. Obezite, vücutta aşırı yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu yazıda, Türkiye’de obezite görülme sıklığı hakkında detaylı bilgileri bulabilirsiniz.
Türkiye’de Obezite İstatistikleri
Türkiye’de obezite görülme sıklığı son yıllarda hızla artmaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de obezite oranı erişkinlerde %32’ye kadar çıkmıştır. Bu oran, özellikle büyük şehirlerde ve genç nüfusta daha yüksek seviyelere ulaşmaktadır. Ayrıca, çocukluk çağı obezitesi de endişe verici bir şekilde artmaktadır. Türkiye’de her 10 çocuktan biri obezite ile mücadele etmektedir.
Obezitenin Nedenleri
Türkiye’de obezitenin artmasında birçok faktör rol oynamaktadır. Bunlar arasında beslenme alışkanlıklarının değişmesi, fast food tüketiminin artması, hareketsiz yaşam tarzının benimsenmesi, teknolojinin yaygınlaşması ve stresli yaşam koşulları önemli rol oynamaktadır. Ayrıca, genetik faktörler, hormonal dengesizlikler ve çevresel etmenler de obezitenin ortaya çıkmasında etkili olabilmektedir.
Obezitenin Sağlık Üzerindeki Etkileri
Obezite, birçok ciddi sağlık sorununa yol açabilen bir durumdur. Kalp hastalıkları, diyabet, yüksek tansiyon, solunum problemleri, eklem rahatsızlıkları, depresyon ve kanser gibi birçok hastalık obezite ile ilişkilendirilmektedir. Ayrıca, obezite psikolojik sorunlara da neden olabilmekte ve kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilmektedir.
Obezite ile Mücadelede Alınabilecek Önlemler
Türkiye’de obezite ile mücadele kapsamında bir dizi önlem alınmaktadır. Sağlık Bakanlığı, obeziteye karşı farkındalık oluşturmak, sağlıklı beslenme alışkanlıklarını teşvik etmek ve düzenli egzersiz yapmayı teşvik etmek amacıyla çeşitli kampanyalar düzenlemektedir. Okullarda sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizin önemi vurgulanmakta, halka yönelik bilinçlendirme çalışmaları yapılmaktadır. Ayrıca, obezite cerrahisi gibi tedavi yöntemleri de gelişmiş durumdadır ve uygun adaylar için etkili bir tedavi seçeneği olabilmektedir.
Bireyler olarak obezite ile mücadelede alabileceğimiz önlemler de bulunmaktadır. Sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıkları edinmek, düzenli egzersiz yapmak, fast food ve abur cubur tüketimini sınırlamak, stres yönetimine dikkat etmek ve düzenli olarak sağlık kontrolü yaptırmak obezitenin önlenmesinde önemli adımlardır.
Türkiye’de obezite görülme sıklığı giderek artmaktadır ve bu durum ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Obezitenin nedenleri ve etkileri göz önüne alındığında, obezite ile mücadelede toplumsal ve bireysel düzeyde bir dizi önlem alınması gerekmektedir. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek, düzenli egzersiz yapmak ve stres yönetimine dikkat etmek, obezitenin önlenmesinde önemli adımlardır. Toplum olarak obeziteye karşı farkındalığın artırılması ve sağlıklı yaşam tarzının teşvik edilmesi, obezite ile mücadelede önemli bir adım olacaktır.
Ülkemizde Obezite Oranı Nedir? – Ülkemizde Obezite Görülme Sıklığı Nedir?
Türkiye’de obezite oranı, artan bir endişe kaynağıdır. TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından geçtiğimiz yıllarda yapılmış Türkiye Sağlık Araştırması’na göre:
• 15 yaş ve üzeri nüfus arasında obezite oranı %20,2 şeklindedir.
• Bu oran erkeklerde %16,8, kadınlarda %23,6’dır.
• Obeziteye yakın kilolu oranı ise toplamda %47,3, kadınlarda yüzde 51,5, erkeklerde %43,2’dir.
Şişmanlık ülkemizde özellikle Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz Bölgesi’nde giderek büyüyen bir sorundur. Obez insanların toplam Türkiye nüfusu içerisindeki payı giderek artmaktadır. Türkiye Obezite Araştırma Derneği tarafından 1998 ve 2002 yılları arasında yaptığı bir araştırmaya göre ülkemiz nüfusunun %22,4’ü obezdir. Kilolu insanlar da eklenince bu oran %30’u geçmektedir. İstatistiklere göre kadınların yüzde 32’si, erkeklerin yüzde 24’ü şişman çıkmıştır.
İstatistiklere göre evliler ve ilkokul mezunları arasında şişmanlık oranı daha yüksektir. Bölgeler arasında da bir eşitsizlik söz konusudur. Doğu Anadolu ve Batı Anadolu’da şişmanlık oranı %15’ken, bu oran Güneydoğu Anadolu’da %20’ye, Karadeniz Bölgesi’nde ise %35’e kadar ulaşmaktadır.
Dünyada Obezite Oranı Nedir?
Dünyada obezite oranı nedir? Avrupa’da yetişkin bireylerde aşırı kilo oranı kadınlarda %28-78, erkeklerde %32-79 arasında değişim göstermektedir. Bu durumun en fazla olduğu ülkeler; İskoçya, Bosna-Hersek, Arnavutluk bölgeleridir.
Özbekistan ve Türkmenistan ülkelerinde obezite oranı ise en düşük olarak bildirilmiştir. Bu ülkelerde obeziteli kadınlar %7-36, erkekler %5-23 aralığında açıklanmıştır.
Dünya Sağlık Örgütünün veritabanına göre; obezite Avrupa’daki yetişkin bireylerde hipertansiyonun %55’inin, kalp hastalıklarının %35’inin, Tip 2 diyabetin %80’inin sorumlusudur ve bunların her yıl 1 milyondan fazlası ölüm ile sonuçlanmaktadır.