Yıllarca yapılan diyetler, sık sık diyet değiştirmek, şok diyetler uygulamak pek çok bireyde etkili olabilse de obeziteli özellikle de yoğun obeziteli hastalarda kalıcı kilo verme konusunda işe yarayamayabilir.
Yapılan diyetlerle verilen kilolar diyet bitiminden hemen sonra yerine yeniden konmakta hatta üstüne ek kilolar alınmakla sonuçlanmaktadır. Vücut kitle indeksi büyüdükçe de diyetlerin yeterli bir katkısı olamamaktadır.
Özetle uzun yıllar boyunca obezite ile yaşayan insan bedeni, kendini kilo kaybına karşı savunmaya geçirir ve metabolik faaliyetlerini ciddi seviyelerde azaltmaktadır.
Hal böyle olunca da obeziteli birey ne kadar diyet yaparsa yapsın asla hedeflediği kilo kayıplarına ulaşamaz, verdiği kiloları koruyamaz ya da daha kötüsü kilo verir ama diyet sonrası hızla geri alır – daha fazlasını alır.
Obezite oranı yükseldikçe, kilo arttıkça, yaş ilerledikçe artık sorun irade sorunu olmaktan çıkmakta ve metabolizma hızının yavaşlığı, sindirim sisteminin problemleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tüp mide ameliyatıyla sindirim sisteminin doğal yapısı kullanılarak kalıcı olarak değiştirilir. Böylece irade ile gerçekleştirilemeyecek kilo kayıpları obezite cerrahisi ile çok daha kolay ve kalıcı olarak gerçekleştirilebilir.
Tüp Mide Ameliyatının Kilo Vermedeki Özelliği
Tüp mide ameliyatı kilo vermenizi nasıl sağlar? Sleeve Gastrektomi adı verilen tüp mide ameliyatları obezite cerrahisinde en çok tercih edilen yöntemlerden biridir.
Cerrahi adımlarla midenin toplam hacminde büyük bir daralma yaşanmaktadır. Özetle mide hacmi küçültülen bireyler daha az, daha küçük porsiyonlarda yemek yiyerek kısa sürede doygunluğa erişirler. Daha az yemek tüketimi de daha az kalori anlamını taşımaktadır.
Kesinlikle tek avantajı bu değildir. Tüp mide cerrahisiyle mideden kesilerek çıkartılan mide parçasında Ghrelin hormonunun yer aldığı, Ghrelin hormonunun salgılandığı Fundus bölgesi de vardır. Bu yapı beyne tokluk hissinin ulaştırılmasında kullanılmaktadır.
Yapının çıkartılmasıyla açlık hissi azalır, açlık hissi daha az olan birey daha az yemek tüketir ve kilo alması son bularak aksine daha hızlı kilo vermesi – zayıflanması kolaylaştırılmış olur. Bir nevi midede yapılan doğal ve kalıcı cerrahi yöntemle beyin de kandırılmış olmaktadır.
Çok daha kolay – az porsiyonla doyan bir mide ve açlık hissini salgılayan Ghrelin hormonuyla obeziteli hastaların kilo vermeleri çok daha kısa ve kolay olabilmektedir.
Başarılı bir tüp mide ameliyatının ardından hastanın hayatı da obeziteyle mücadelesi de artık çok daha kolay olabilmektedir. Operasyondan sonra obezite hastası sağlıksız yeme alışkanlıklarını durdurarak, sağlıklı ve yeterli beslenmeye yöneldiği takdirde hızla kilo kaybetmeye başlayabilmektedir.
Hedeflenen zayıflama yakalandıktan sonra da mevcut kilosunu korumak oldukça kolaydır. Tekrar kilo almak neredeyse imkansızdır. Ancak mide hacmi küçülen hasta hiç gayret göstermez ve sağlıksız – fast food tarzı beslenmeye devam edecek olursa, büyük oranlarda olmasa da tekrar kilo alabilir.
Bu nedenle mide küçültme ameliyatının hemen ardından alanında uzman – deneyimli bir diyetisyenle ilerlemeli, mevcut durumu göz önünde bulundurularak zaman zaman diyet programları değiştirilmelidir.
En net veri sadece diyetisyenden elde edilebilir. Mide küçültme ameliyatını yapan hekimin pek çok önerisi olacaktır lakin ameliyat sürecinden sonra iyileşme evresi de tamamlanır tamamlanmaz bundan sonraki sürecin bir kısmını diyetisyen aracılığı ile devam ettirmelidir.
Yeme alışkanlıkları sağlıklı gıdalar, uygun porsiyonlar, yeterli kalorilerle donatılmaya başlanan hasta aynı zamanda metabolizma değerleri de sağlıklı – dengeli – düzenli çalışmaya başlayacak ve kilo verdikten sonra da yeniden kilo almaları için herhangi bir neden kalmayacaktır.
Üstelik artık midesi eskisinden kat be kat daha küçüktür ve doyması çok kolaydır. Tek yapılması gereken, sağlıklı beslenme alışkanlıkları ile kalan mide hacminin yerinde değerlendirilmesi ve yaşamını sağlık üzere adapte etmesidir.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Kaç Kilo Verilir?
Tüp mide ameliyatı, gıda alımını kısıtlayarak kilo kaybına neden olan cerrahi bir işlemdir. Genellikle laparoskopik olarak yapılan bu işlem ile cerrah midenin yaklaşık yüzde 75’ini çıkarır. Bu, midenin çok daha az yiyecek tutan bir tüp veya “kılıf” şeklini almasıyla sonuçlanır.
Başlangıçta süper obez veya yüksek riskli hastalar için iki aşamalı bir prosedürün ilk aşaması olarak tasarlanmış olmasına rağmen, tüp mide ameliyatı artık BMİ 40’tan büyük kişilerde de kilo kaybı için hedef prosedür olarak yaygın ve başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.
İstatistiksel olarak, bu prosedür için bildirilen kilo kaybı, fazla kilonun %60’ıdır; diyet ve davranış kurallarına iyi uyarak daha iyi sonuçlar elde edilir. Doğru yemek seçimleri, düzenli egzersiz ve iyi beslenme alışkanlıkları ile tüp mide ameliyatı geçiren hastalar iyi bir kilo kaybının tadını çıkaracak ve sağlığını koruyacaktır.
Çoğu hasta, makul bir iyileşmeden sonra, etler ve lifli sebzeler de dahil olmak üzere çok çeşitli yiyecekleri rahatça yiyebilirler. Ayarlanabilir mide bandı ve gastrik baypasın aksine, tüp mide ameliyatı kalıcı bir işlemdir geri döndürülemez.
Psikolojik Destek – Gıda Uzmanlığı Desteği
Tüp mide ameliyatının ardından çok nadir de olsa bireyler yeniden kilo almaya devam edebilmektedirler. Bunun en belirgin nedeni eski beslenme alışkanlıklarından bir türlü vazgeçememeleridir. Bu nedenle obezite hastalarının psikolojik destek alması önerilmektedir. Uygun adaptasyonlarla çok kısa sürede kilo kaybetmeye başlayacaklardır.
En büyük destek kendi kilolarındaki azalmayı keşfetmeleridir. Lakin sağlıksız beslenmeye devam etmeleri, ısrarcı olarak öğün dışında tükettikleri yüksek kalorili işlenmiş gıdalarla kilo kaybetmeleri söz konusu değildir.
Kesinlikle yüksek kalorili atıştırmalıklardan uzak durulmalıdır. Aksi halde mide küçültme ameliyatının büyük avantajlarından yararlanamazlar, kilo kaybedemezler hatta nadir de olsa kilo almaya devam edebilirler.